Yami No Jounetsu'dan Melaba.


*Bu yazı aslen blogumun HAKKINDA kısmını dolduracaktı. Uzun olunca yenilik postu olsun dedim*

Öğrencilik hayatının son demlerini yaşayan bir insanım(bkz üniversitedeki 5.yılı).

Japon severim. Animelere/Japonlara/Japon Kültürüne bu ilgimin ne zaman başladığını hatırlamıyorum.
Şeker kız Candy, Tsubasa ve Pokemon'la büyümüş bir çocuğum.

15 yaşımda lise hazırlıkta neden olduğunu hatırlamadığım bir şekilde Bleach izlerken buldum kendimi. Pek kısa sürdü. Hazırlığa yeni başlamış bir öğrencinin ingilizcesi ilkokulda ne kadar iyi olursa olsun bir animeyi üstelik doğaüstü şeylerin gerçekleştiği bir animeyi izleyememesi nedeniyle son buldu. Üstelik o kotalı internet döneminde Bleach'in ilk sezonunu indirmiş 2 bölümünü de severek izlemiştim. Tabi ingilizcem yetmediğinden beynim zonklayarak bu deneyime son verdim.

Pes etmedim ve hazırlık 2.dönem ve lise1 başlangıçlarında ağır ergenlik depresyonlarıyla pekişen yaratıcılığımı anime ile dışa vurmaya karar verdim.
Hayatımı oldukça etkileyen bir dönemdi. Çocuğum olsa fantastik şeyler çiziyor, fantastik sanata ilgi duyuyor diye desteklerdim. Hiç desteklenmedim. Lanet olsun. Bir de üstüne satanist damgası yedim. Abi altı üstü ejderhalar, elfler falan çiziyordum. İnadına çizmeye devam ettim. Zamanla animemsi bir tarzım olmaya başlamıştı. Hiç bir zaman karikatüristik bir çizgim olmadı. Hiç sert hatlar çizemedim. O kadar soft bir çizgim vardı ki karakterlerim de öyle oluyordu. Sanki hepsi köpükten yapılmış gibilerdi. Neyse zaman geçti. Sınıftan akademiye girecek 2 kişi var gibi görüyordu tüm hocalar. Biri ben biri de Tarkan diye bi çocuk. Hoş, çocuğun ders sıkıntısından dolayı ona pek umutlu bakamıyorlardı. ÖSS 160 sınırlaması vardı sonuçta. Efenim sandalye masa, bardak şişe çize çize üniversiteye gircen dediler bana. Girdim üniversiteye ama çizdiklerim bi' b*ka yaramadı. O kadar yedekler, birincilikler boşa gitti ben girdim Marmara Matbaa Öğretmenliğine. Pişman mıyım? EVET.
Yıllarca grafiker olmanın çok eğlenceli ve asla sıkıcı bir iş olmayacağını düşünen ben şimdi bunu yapmak istemiyorum.
Sanırım dün Paradise Kiss'in son bölümünün etkisinde kaldım. Grafik benim kaçış noktamdı. Artık mesleğim. Ve ben başka kaçış noktaları arıyorum. Son günlerde psikolojimi etkeleyen asıl sorunda bu sanırım :)

Neyse efenim diyorum ki ben blogumun adını değiştirdim. Artık AdsizKullanici değilim. Yami No Jounetsu'yum. Böyle devam edecek. Kafama estikçe, ne eserse yazacağım. Güzel yazdığımdan değil, sıkıntım geçiyor en azından. Hmm bir de butik sayfam olacak. Şu an bomboş ama dolacak ehe :3
Şimdilk bu kadar görüşürüz.


2 yorum:

  1. Tek diciiğim şu ki "hımmaaann grafik tasarım okuyoz da noluyo".

    YanıtlaSil
  2. Duygusala bağlamışım yannız bi daha okuyunca :D
    Gerçekten okuduk da iş mi var "burayaküfürgelecekyadaAnimeMangaKulübüdesemasjhdkalldk"

    YanıtlaSil