Pokemon GO - v0.29.2 - Sık Sorulanlar

Selam yeniden,
Güncelleme ile birlikte yeni yazıma başlayabilirim diye düşündüm. Güncellemenin zararsız linkine aşağıda ulaşabilirsiniz.

POKEMON GO v. 0.29.2 APK

Size kolaylık sağlayacağını düşündüğüm 3-5 bilgiyi paylaşmak istiyorum.

- Pokemon avlarken sağ üstte bulunan AR'yi kapatın.
Böylece karşılaştığınız pokemon sağa sola kaçmayacak, siz de telefonunuzu sabit tutmak zorunda kalmayacaksınız.



- Gördüğünüz pokemonları "bundan bende var yea" veya "CP düşükmüş" diyerek yakalamaktan vazgeçmeyin. 
Düşük CP bile olsa Profesöre transfer ederek candy alacağınızı unutmayın. Pokemonlarınızı geliştirirken size oldukça fazla candy gerekecek.





- Topu atmadan önce kendi ekseninde çevirirseniz, sağa/sola eğimli şekilde atış yapabilir üstelik fazladan XP kazanabilirsiniz.





- Karşılaştığınız pokemon üzerinde çıkan halkanın rengi bizim için çok önemli. 

Yeşil-Sarı-Turuncu-Kırmızı olarak tonlamalı karşımıza çıkıyor. Yeşil tek atışta vurabileceğiniz CP'si düşük pokemonlarken, Kırmızı tek atışta vuramayacağınız vurmanız için greatball gibi özel itemlar kullanmanızı gerektiren pokemonlar.





- Pokemonu vurduğunuz halkanın büyüklüğü önemli.
Ne kadar küçükse o kadar fazla XP demek. Haklanın küçülmesini beklemek ve atış yapmakta fayda var.






- Sağ alt köşedeki NEARBY yakınlarınızdaki pokemonları gösteriyor.

Henüz hiç karşılaşmadıysanız gri bir gölge şeklinde beliren pokemonlar altında pati mesafeleri kadar size uzaklar. Karakterinizin etrafındaki halkanın içindeki pokemonlar patisiz şekilde gözükürken, halkanın hemen dışında ama görebildikleriniz bir pati uzaklıkta. 3 pati uzaklığı ise eğer bug değilse şu şekilde anlatmak istiyorum. Pikachu peşinde Kadıköy Moda-Çarşı- Rıhtım gezerek 3 pati izini 2 patiye bile indiremedik.




- Pokestoplardan ve level atladıkça item topladığınızı unutmayın.
    • Potion - 20 puanlık HP ile pokemonlarınızı iyileştiriyor.
    • Super Potion -  50 puanlık HP ile pokemonlarınızı iyileştiriyor.
    • Hyper Potion -  200 puanlık HP ile pokemonlarınızı iyileştiriyor.
    • Revive - Gymde bitap düşmüş pokemonlarınıza can takviyesi yapıyor.
    • Pokeball, Greatball, Ultraball - Seviyeler arttıkça normal pokeball ile vurmak zorlaşıyor bu yüzden seviyeniz arttıkça pokestoplardan düşen daha güçlü pokeballlar mevcut.
    • Incence - Parfüm gibi kullanıyorsunuz ve 30 dakika boyunca pokemonları size çekiyor.
    • Lure Module - Pokestoplara yerleştirip 30 dakika boyunca pokemonların ilgi noktası olmasını sağlıyorsunuz. Pokestoplara uygulandığı için diğer oyuncular tarafından görülebilir.
    • Egg Incubator - Pokemonlarınıız sekmesini kaydırarak ulaştığınız yumurtaları incubatorlara yerleştirerek oyun açıkken attığınız gittiğiniz 2-5-10 kmlerde yumurtalarınızı pokemona dönüştürme şansı buluyorsunuz.
    • Lucky Egg - 30 dakika boyunca x2 XP kazanıyorsunuz.
    • Razzberry - Pokeball atmadan önce pokemon üzerine uygularsanız sizden kaçmasını engelliyorsunuz.







Şimdilik bu kadar. Devam yazılarında görüşmek üzere ♥







Pokemon GO


Takip edenlerin bildiği üzere 6 Temmuz itibariyle Pokemon Go piyasaya çıktı. Yeni Zelanda, Avustralya ve Japonya serverlarında başlamış olmasına rağmen IOS kullanıcılarının başka ülke hesapları açarak, Android kullanıcılarının ise apk indirerek  kolayca oynama şansı buldukları zamane pokemon hayranlarının yeni çılgınlığı! 

Daha önce Niantic firmasından, Google ve Nintendo iş birliği ile Pokemon Go çıkarılacağından bahsetmiştim. Pokemon Go'nun temelini oluşturan Niantic'in ilk göz ağrısı Ingress'ten de bahsetmiştim. Şimdi sıra Pokemon Go'ya geldi. Çok taze olduğu için ve ben henüz adam akıllı oynayamadığım için eksik bilgilerim ve yanlışarım olabilir ama ulaştırabildiğim kadar bilgiyi bu kanal üzerinden sizlerle paylaşmayı düşünüyorum. 

Başlangıç olarak temel bilgiler ile giriş yapalım. Devamında candy'ler rozetler gibi detay bilgileri öğrendikçe eklemeye çalışacağım 😊



 Oyuna girişte kadın/erkek karakterlerden birini seçerek, giydirerek ilk kişiselleştirmelerimizi yapıyoruz. Sims karakteri yaratmak gibi. Kötü yanı pek kıyafet varyasyonu olmaması. Alt, üst, ayakkabı, çanta ve şapka olarak üçer renk bulunuyor. Saç ve göz renkleri çeşitli.




İlk pokemonumuzu Squirtle, Bulbasaur ve Charmender arasından seçiyoruz.
Bulunduğumuz noktada beliriyor ve ilk top atma becerimizi bu üçü arasından bir pokemonu yakalamak amacıyla kullanıyoruz.
 
   


 
 

Haritamızın belli noktalarında mavi küpler bulunuyor. Bunlar Pokestop denilen duraklarımız ve yakınlaşıp üzerine tıkladığımızda açılan kısımda(2.resim) durağımızın fotoğrafı bulunan yuvarlağı döndürerek item düşürüyoruz. Genelde 3 poketop bulunuyor. Bu durumda poketoplar kısıtlı olacak ve para ile almamız gerekecek şeklinde söylentiler olan durumun olmadığını görüyoruz. Gerçi yine de özel pokemonlar için özel poketoplar gerekecek söylentisi devam ediyor.

 

Sol alt köşeden karakterimize tıklayıp seviyemizi, xp durumumuzu, kazandığımız rozetleri kolayca bulabiliyoruz.


Günlüğümüzde yaptığımız hareket kayıtları bulunuyor.


5 levela geldiğimizde bir Gym noktasına tıklayarak takım seçiyoruz. Sarı Instinct takımı, Mavi Mystic takımı ve Kırmızı Valor takımı. Gymler, pokemonlarımızı dövüştürdüğümüz ve antreman yaptırabildiğimiz alanlar. Camiilerin %90  Gym olarak karşımıza çıkıyor. Gymleri 5 leveldan sonra aktif olarak kullanıyoruz.


 

Bir takım seçtikten sonra gymleri sahiplenebiliyoruz. Gri olanlar hiçbir takım tarafından alınmamış Gym noktaları. Bir Gym noktasını sahiplenebilmek için başkası bizi yenene kadar pokemonlarımızdan birini o noktaya bırakıyoruz. Eğer birisi bizi yenerse pokemonumuz bize geri dönüyor merak etmeyin :3


Oyun haritasında altta ortada bulunan poketopu tıklayarak pokedex, pokemonlarımız, dükkan, ayarlar gibi seçeneklere ulaşıyoruz.
Dükkanda minik bir hoşluk bulunuyor. Şöyle ki sağ üstte kalkan ikonu sahip olduğumuz gym sayısı x 10 coin üretiyor. Gym noktasını 20 saat elinizde tutabildiğinizde coinler yenileniyor. Böylece para ödemenize gerek kalmadan dükkandan alışveriş yapabiliyorsunuz.


Belki bu konudan arada bahsetmeliydim ama bilemedim. Pokemonlarımızı geliştirmek için kendilerine özgü candyler kullanılıyor ve bunları elde etmek için aynı pokemondan bol bol toplamak gibi bir şansımız var. Dikkat ettiğim bir nokta her pokemonun geliştirilmesi için istediği şeker sayısı farklı. En garip karşılaştığım örnek MAGIKARP'IN 400 CANDY İSTEMESİ. Bu bilgileri gelecek yazılarımda toplamayı düşünüyorum.

Yazımı bitirmeden henüz resmi olarak tüm ülkelerde yayınlanmadığı için sık sık server çökmeleri yaşanıyor. Kısa sürede düzeliyor tabi ama aşağıdaki ekranla karşılaşırsanız bir şeyleri yanlış yaptığınızı düşünmeyin çünkü sizle ilgisi yok :)







Kimchi Tarifi




Herkese selam, uzun zamandır bu sayfalarda denediğim tarifleri yazmıyordum. Yazacağım kimchi tarifi aslında benim 3 ay kadar önce denediğim bir tarif. Tembellikten yazamadım. Kimchi denemesini yazdan beri istiyordum fakat ideal tarifi bulmak epey uzun sürdü. Yaklaşık bir günümü feda ederek kimchi tarifleri ve türk damak tadına daha yakın bir tarif bulmak için uğraştım. 
Aşağıdaki tarif aslında iki tarifin karışımı ve bence eksik yanları bulunmakta. Eğer sizler de dener ve kendinizce eksik ya da fazla olan kısımlarını yazarsanız mutlu olurum.

Aramızda kalsın bence sarımsak ve soğan azıcık fazla kaçmış :3 Anneannem çok sevdi ama.


Malzemeler

  • 1 adet Çin marulu (İstanbul'da kolayca bulunabiliyor tadı lahana görüntüsü marul gibi)
  • Yarım Armut (Cinslerini bilmiyorum ama yumuşak ve sulu bir armut kullandım)
  • İstenilen miktarda Taze soğan
  • 1 adet Kuru soğan
  • 2 diş Sarımsak 
  • 1 adet Havuç
  • İsteğe bağlı turpgillerden bir kaç dilim
  • Bir çay bardağı kadar salça
  • Bir miktar pul biber
  • Bolca tuz
  • Pirinç unu
  • Şeker
  • Su


  


Yapılışı

Marulumuzu yukarıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi bölüyoruz ve yapraklarını ayırıyoruz. Ben kap + süzgeç kullandım oldukça pratik oldu tavsiye ederim. Üzerine Bir yaprak marul bolca tuz - bir yaprak marul bolca tuz şeklinde marulumuz bitene kadar büyükten küçüğe diziyoruz. Tuzlamanın amacı bütün suyunu salması o yüzden yaklaşık 30 dakikada bir tüm işlemleri ovalayarak tekrar yapmanız gerekiyor. Ve işlem bitmesi 2 saati buluyor.
Dip not: Marulu tuzla ovdukça ellerim yumşacık oldu ehehheh 

        

Cezve ya da sos kabında bir yemek kaşığı pirinç unu, bir yemek kaşığı şeker ve bir çay bardağı suyu muhallebi kıvamına kadar kaynatıyoruz. Blendera sarımsak, kuru soğan, armut, salça, bir avuç pul biber ve muhallebi kıvamındaki pirinç unu karışımımızı ekleyerek püre haline getiriyoruz.  


 

Bu sırada 3-5 kez tuzla ovduğumuz marulumuzu sudan geçirip tuzlarından arındırdıktan sonra taze soğan, havuç ve turpgilleri küçüklü büyüklü nasıl isterseniz doğrayıp marulumuzun üzerine atıyoruz.


Blenderdan geçirdiğimiz karışımı da marulumuzun üzerine ekleyerek bunları güzelce karıştırıp marulların karışıma bulanmasını sağlıyoruz. 


Veeeee Ta-DA! Kavanozumuzun içerisinde 3 gün dolapta bekleterek yenilebilecek kıvama getiriyoruz. Afiyet olsun !

Cosplay Triology : NASIL BAŞLADIM

Bir önceki yazımda cosplay'e nasıl başladığım konusunda bir giriş yapmıştım. Buradan ulaşabilirsiniz. 

Konuya kaldığım yerden devam etmem gerekirse, henüz üniversite 3. sınıftayken bi kulüp açılacağını duyduğumda sevinçle havalara uçmuştum. Çünkü okulda beni tatmin eden tek kulüp olan SİNEMA KULÜBÜ ertesi yıl kapanmıştı. Açılacak olan kulüp ise ANİME & MANGA KULÜBÜydü. Böylece 20 kişilik bir grup toplanmış ve Marmara Üniversitesi bünyesinde ilk defa Türkiye'deki tüm üniversiteler arasında üçüncü olacak bir olayı gerçekleştirecektik. Kendimize inancımız tam olarak 2011-2012 eğitim öğretim yılının 2. döneminde kulübü açmış bulunduk.

İlk dönem organizasyon işlerinin peşinden koştum genelde. Severek de yapıyordum. TORUCON ekibi bizle görüşerek yaz döneminde etkinlik yapmak istediklerini söylediklerinde epey heveslenmiştim. Gerçi heves kursağımda kaldı sağolsun üniversite saçma sapan olduğu için.

Bu arada ufak bir bilgi TORUCON Ankaralı bir ekip. İstanbul içindeki ilk etkinlikleri bu olacaktı. Daha önce İstanbul'da 1 kez KONTAKT etkinliği gerçekleşmiş ve ben sempozyumda olduğum için ona katılamamıştım.

Neyse efendim Torucon İstanbul etkinliğinin bizim okulda gerçekleşmeyeceği kesinleştiği sırada cosplay ortamlarında kulaktan kulağa EVET EVET MARMARA GÖZTEPE'DE OLACAKMIŞ cümlesi dolaşıyordu. Gerçeğin iç yüzünün öyle olmadığını bilen ben, kendime gereksiz bir amaç edinmiştim. İlk toplaşma gerçekleştiğinde bunu herkese AÇIKLAMAK.

Sensee'nin ilk kış toplaşmasına katıldım böylece. İnsanlar birbirileriyle tanışıp kaynaşıyor, peruk, kostüm, lens gibi ihtiyaçlarını değiş tokuş ediyorlar. Birçok insanla tanıştım. Bazıları uzun bir süre arkadaşımdan öte oldular. Hoş bu zamana kadar kimseyle kavgam neyim olmadı çok şükür. Sevmeyen sevmesin tabi de.

Gittim, tanıştım, konuştum sohbet ettim. Cosplay yapmaya niyetim ve hevesim olduğunu fakat yapamayacağımı söyledim. BOL BOL GAZA GETİRİLDİM.

Hemen ardından Ebay'den mor uzun ve kahküllü bir peruk sipariş ettim. Açıkçası hangi karakteri yapacağımı pek bilmiyordum ama mor saç aşkımdan gidip mor peruk aldım.


Bekledim. Uzun bir süre bekledim. Bu sırada karakteri de o sırada izlediğim Baka to Test to Shoukanjuu animesinden aynı benim gibi karakteri olan bir karaktere gözümü kestirdim, Shouko Kirishima.


Kostümü hazırlamaya başladım böylece, beyaz bir gömlek, siyah bir ceket ve kırmızı etek. Kırmızı eteği dikecektim ve diğer giysiler için ufak değişiklikler yapacaktım.
Bu sırada hala peruğu bekliyorum ben. Daha önce Ebay alışverişi yapmış olmama rağmen hiç 3 haftayı geçmemişti ve 1 ay oldu hala bekliyordum. 
Neyse tam ümidi kesmiştim ki etkinlikten TAM 1 GÜN ÖNCE GELDİ. E hal böyle olunca son dakika cosplayi yaptım. (VE BU HEP BÖYLE DEVAM ETTİ)

Torucon İstanbul'un yapılacağı yere gittiğimde bir sürü insanla tanıştım. Kış etkinliğinde tanıştığım insanlardan hiçbiri yoktu gerçi :D Utangaçlığımdan ne fotoğraf çektirmeye yanaştım ne bir şey. Bu nedenle o güne dair pek fotoğrafım yok.  Hatırladığım en güzel şeylerden biri minnoş mansiyon ödüllerinden birini almış olmamdı. 

Bir sonraki yazı 2011 Şubat ayında başladığım bu cosplay macerasının nasıl devamının geldiğini yazacağım. Çok da önemli şeyler değil yani. Hadi öpt. grş. bye.



Cosplay Triology : BAŞLANGIÇ!

Biraz kendi kendime söyleniyor gibi olacağımın farkındayım. Ama belki bu şekilde daha objektif bakabilirim.

Tam 3 yıl 11 ay oldu cosplaye başlayalı. Belik tam 4. yılı kutlarken yazmalıydım :') Bu hikayeyi kimileri bilir kimileri ilk defa duyuyordur. Başlama nedenim aslında birçok olayın kesişiminden oluşuyor.

Türkiye'deki ilk nesil(ikinci de olabilir) anime izleyicilerinden sayılıyorum sanırım yaşımdan dolayı. Tsubasalar, Şeker Kız Candyler ile başladım ben de, evet. Anılarımda bir kısmı yok. Pokemonlar Digimonlar ile gitti nerede durdu, nasıl devam etti, 3-5 yıllık boşluk var. Lisede hazırlık okurken Deviantart isimli siteyi keşfedip insanların Ash gibi Misty gibi giyindiğini görüp "NE OLA Kİ" dedim. Biraz daha kurcalayınca Bleach diye bir şeyden RUKIAlar ve ICHIGOlar gördüm. Torrent falan yok o zamanlar, Limewire falan var. Bir müzik dosyası için yıllarca falan bekliyorsunuz. Öyle yıllar. Yanlış hatırlamıyorsam Bleach araştırırken torrentin ne olduğunu keşfettim. Üzerine yanlışlıkla ilk sezonun tamamını indirdim. Yanlış duymadınız. İnsin diye de bir yıl bekledim galiba. Hazırlık biterken anlayacak İngilizcem olur zaten ley ley diye geziyordum. Yıl bitti, bölümler indi. 2 bölüm izledim. Çünkü İngilizcem ona yetti anca. Kısmet. Bıraktım bunu bir kenara. Çizim tutorialları izlemeye başladım. Çizemiyordum da, deniyordum en azından. Depresyonik ergenlik yıllarım böyle geçiverdi.

Yanlış hatırlamıyorsam 2006 yılında (vay be 10 yıl geçmiş üzerinden) MTV'nin animeleriyle başladım yeniden... Basilisk ve Hellsing. Ah Hellsing ne aşk yaşamıştım bir dönem Alucard ile. Neyse efenim. Anime aşkımı depreştirdiği için MTV'ye teşekkürlerimi sunarım.

Geldik lise sona Eskişehir Anadolu Üniversitesi Animasyon Bölümü diye tutturdum tabi. Hoş sınavına girmedim. Kazansam Japonya ile değişim öğrencisi olmayı gözüme koymuştum ama baştan vazgeçtim. Hayat.

İşte o dönemler Lise Son-Üniversite 1 internet azıcık hızlanmış. Korsan DVDcilerden aldığım dizilerin yerini internetten izlediğim animeler almıştı. Death Note, FMA, Nana gibi başlangıç animelerim hep o dönemler... Nana Osaki gibi giyinip takıldığım dönemler üniversitedeki sınıf arkadaşım bana Nana demeye başlamıştı. ( Not: Cansu, 3 yıl oldu. Neredesin, ne yapıyorsun bilmiyorum ama bir şekilde bana ulaş lütfen. Cidden çok özledim.)

Başlangıcı anlatmaktan konuya giriş yapamadım. Bundan sonraki yazıda devamını yazacağım ♥



Follow my blog with Bloglovin