Hiç bir şeyin ne zaman nasıl ve nerede olacağını bilemezsin. Ama ben biliyordum. Birgün hayatıma hiç beklemediğim birinin gireceğini ve birgün önce düşündüklerimi bile unutturacağını biliyordum.
İster 6. his deyin buna isterseniz başka bir şey. Ufak tefek saçma salak şeyler de olsa mutluyum ve kimse dokunmasın bana çünkü bu mutluluğun tadını çıkartmak istiyorum.



Sevgili aday adaylarına duyuru !

Geçen demiştim yazıcam diye. Sırf eğlencelik iş çıksın bana diye yazıyorum. Evvvet.

*Öncelikle tahsil benim için çok önemli. Sevgili dediğin zeki olur çevik olur akljsdk.
*İkinci sıra da ne olabilir bilemedim.
*3 ve daha sonra ki sıralar da aklıma geldiği şekilde rast gele yazacağım bilginize sevgili okurlar !!!
*Gömlek ! Evet gömlek takıntım var kendim giymeyi sevdiğim gibi yanımdaki erkeğin kesinlikle giymesi gerektiğini düşündüğüm aksesuarımsı !


*Gömlek için fotoğraf ararken şu alttakini buldum. Evet ayakkabı önemlidir. Evet bu tarz ayakkabıları tercih ederim, markası modeli pek önemli değil süet ya da keten olacak ! 



*Çanta kullanmalı ! Bilemiyorum ama benim için çok etkili bi' detay gibi.
[Hani ben şimdi buraya fotoğraf koyayım dedim araştırdım araştırdım bulamadım güzel bişey. En sonunda kendimi Penn Badgley'in fotoğrafında buldum. Adamın çokoş olduğunu da belirtmeden geçmek istemedim. Neyse bahsi geçen çanta aşağıdaki gibidir ehe ]



*Hobisi olmalı. Neblim bi' enstrüman çalsın, fotoğraf çeksin, resim yapsın. Boş durmasın abi !
*Hobi falan diyince şunu eklemek istedim. Gel sergi gezelim gel film festivalindeki tüm filmleri izleyelim dediğim de sıkılıp kaçmamalı ! Cidden çıldırıyorum lan böyle bişeye !
*Çok alakasız olacak ama gülüşü çok önemli. Şimdi anlamışsınızdır şimdiye kadar ki biscolata reklamlarından nefret eden Tutku neden şu reklamda en son çıkan tipe hayran. Çok güzel gülüyo olm!
*Mesela ben çok şımarık bir tipim yani en azından son günlerde iyice şımardım. Böyle salak salak hareketler yaptığımda beni umursamaması lazım ehm. Sevilmiyoruz olm neblim böyle kafam okşansın falan istiyorum ben de. Aile vermiyince bu sevgiyi tabi aklsdjsaşd
*Çocuğum ve çocuk kalacağım. Bunu farkında olsun ve bana "ANİME İZLEME LLAAYN" demesin mesela.
*Arabesk olmasın fazla. [bu konuyu tam açamadım ama evlilik programlarındaki tiplemeler gibi olmasın yeter]
*Dürüst olsun bir de. Şimdi dürüst olalım dürüstlük önemli bi kavram. 



-devamı gelecek-





Başlık bulamadım.

Tam vize öncesi garip garip duygular yaşıyorum. Kaçmalar saklanmalar, mutluluklar gizlilikler ve elbet karmaşa var. Çünkü ya bir hata yaptıysam düşüncesi. Eski Tutku'nun dönmesini istememek. Başkasını üzmekten çok sonunda kendimin üzüleceğini biliyorum çünkü. Bazı şeyleri de hızlıca tüketmek gibi bir niyetim yok. Ağırdan alayım derken de kıracakmışım gibi hissediyorum. Bilemedim ki ben şimdi onu.

Şu vize haftasını bi' atlatsak da görsek. Neler olacak, hayır zaten insanlar farkındalar ama emin değiller gibi. Olsun güzel ama ihih.










uzatacak bişey bulamadım abi ! hem kafamda bi ton şey vardı. saatlerdir yazmaya çalışıyorum en sonunda pes ettim !

Anne azarı 9348

Rüyamda annemin sigara içtiğimi görmesi ve ses etmemesiyle uyanmadan az önce harıl harıl mekanik notu aradığımı gördüm. Artık mekanik notunu sesli mi arıyordum emin değilim ama uyanınca annemden bir güzel azar işittim.
"Aşık mısın sorunun mu var anlamıyorum ki niye okula gitmiyorsun sen ! Sınavların ne zaman ! N'apıyorsun bitirmeyecek misin okulu" 
Sana ne olm. Bitirmem bitirmem hayret bi'şiy. Stajdan sonra manyak gibi hem çalışıp hem 2-3 dersi verecek olan benim sana n'oluyor ! Bak sinirlendim.

Neyse benim midemde kelebeklerim var.

Ben buraya bişey yazmaya gelmiştim!

Hatırlamıyorum resmen. Neyse.
Vize dönemi geldi çattı ya. Nerede saçma iş varsa yaparım şimdi ben. Ne diyorumdum heh. Ben Fizik 2 adlı dersten 3 kere kalmış insanım bu yıl 4.sünü alıyorum ama bitmeyecek gibi. Bir de 3.kez aldığım Mekanik var. ARANIYOR ilanı vermek istiyorum buradan. Gören duyan akraba eş dost kabulümdür. Bana şu dersleri anlatsın. NOLUR LAN? dd alarak geçsem kafi.

Konnichiwa dostlar.

Bugün 16.30'da kulübün japonca dersi olduğundan ötürü dünden beri çalışma kağıtları arar hazırlar oldum. Öğretmen ben miyim? Elbette ki hayır ama ne yapacaksın görev sorumluluk ve daha bir tonu olunca insanın içinde yapı veriyor.

Sonra efendim güzelim ücretsiz japonca kursumuzu beğenmeyip anlatan arkadaşın eğitim sertifikası var mı diye soruyor insanlar. Benim var dostum ben asistanlığını yapıyorum Sensei'nin olma mı? Boşuna 4 yıl formasyon dersleri almadım ben bi işe yarasın diye! Bak çok asabiyim zaten bugün sinirimi bozmayın.

Sabah okulun anakapısında herkesi bekletip çanta mıncıklıyorlardı. MAL görevliler ama ben silahla girecek olsam önkapıdan gireceğim sanki. Hepsi manyak bunların. Neyse sinirimi de attığıma göre gider yemek yerim ben sonra Hayri hocanın iğrenç ötesi maliyet hesapları dersinde Berserk okurum falan. ehehe.

Neyse sağlıcakla kalın gari. öpt.

Yine o Şarkı



Şefkat
Seni ilk gördüğümde,
Komikti...
Belki sen bana
Herkesi hatırlatmıştın
Kimi sevdiysem, kimle birlikte olmak istediysem...
Mıhlanmış gibi duruyordum,
Söyleyecek sözüm yoktu...
Zar zor konuşuyordum,
Kötü bir şey düşünme,
Daha ayrılmamışken bile biz,
Seni yeniden görmek istiyorum.
Saçlarının kokusuna doyamam.
Kalabilir misin? Dürüst bir soru
İlk öpüş...
Dudaklarımda ismin...
Basit kelimeler,
Ama bana gurur verdiler...
Etrafta o kadar çok şey var ki,
Ama seninle farklı,
Sanırım,
Benim için bir şeyler ifade ettiğini hissediyorum.
Uykuya dalarken ellerimiz birleşti.
Çok, o kadar çok
Korktum seni kaybetmekten,Öyle güzelsin ki...
Nefes alışını dinlemeye doyamam,
Sen olamdan birşey istemem, duyuyor musun!?
Biz hayal ederek başladık...
Yolumuz talihe...
Günümüz uzundu
Ve kahkahayla doluydu.
Zaman kavramı olmadan yaşadık,
Ne yılları düşündük, ne dakikaları.
Çocuklar gibi mutlu olduk.
Biz sadce sevdik
Parladık lambalar gibi.
Sen sanki başka gezegenden.
Hiç kimseye benzemezsin.
Senin hakkında konuşurken
Tüylerim diken diken.
Hep kendimizle kaldık,
Bundan öyle memnunum...
Biz basit çocuklarız,
Bonnie ve Clyde değil.
Birbirimizi düşünüyoruz.
Seviniyoruz, hayattayız diye...
Hayaletler gibi...
Alındaki çatlaklar...
Bana sorarsan,bir sırrım var mı diye,
Derim ki, mutluyum,
Çünkü, sen varsın
Hep birlikte olacağız, dinle
Bu dünyada sen olmadan, birşeye ihtiyacım yok!!!
Gökyüzüne müteşekkirim,
Kadere müteşekkirim,
Bu şarkıyı sana ithaf edebildiğim için.
Seninle anladım,
Nasıl biri olduğumu.
Tüm korkularım
Uzaklarda
Bu şehirde,
Bu dairede,
Bu hayatta, bu garip dünyada,
Senden rica ediyorum, yanımda ol,
Sen - benim aşkımsın,
Sen - ihtiyaç duyduğum her şeysin...Canım yanıyor ayyyy.....canım yanıyor ay...biraz şefkat göster...

Bahar Şenlikleri

Ve Marmara Üniversite'sinin bu yılki bahar şenlikleri de bok gibi.
10 Mayıs 2012 
MFÖ Burak Kut 
11 Mayıs 2012 
Ziynet Sali 
Demet Akalın 
12 Mayıs 2012 
Model 
13 Mayıs 2012 
Cem Adrian 
14 Mayıs 2012
Cem Ceminay program DJ



Demet Akalın bile var inanamadım. Neyse Japon Kültür masası açsak çok süper olur gibi. Bakalım neler olacak.

Gai Tsutsugami

Sadece 15 sn görüp bir anime karakterine vuruldum. Üstelik sarışın olm. Hiç de hoşlanmam derdim sarışınlardan ama offf ne manyak bi' karakter. Çooook karizmatiiiik :(

yineyenidençoksıkılmak

Sorular gelsin SORULAR

Birileri için aşağıdaki soruları özenle cevapladım. Belki bilmek isteyen olur diye de iş çıkarttım kendime burada yayınlıyorum.

Şiir sever misiniz? 


Şiir sevmem Edgar Allen Poe severim. 


En sevdiğiniz içki? 

Tekila sunrise sanırım diyorum yine. 


Sevdiğiniz sıcak içecek? 
Son zamanlarda Raspberry Hot Chocolate


En sevdiğiniz alkolsüz içecek? 
IceTea / Şeftali hariç diğerleri


En sevdiğiniz film? 
Eternal Sunshine of the Spotless Mind, Submarine, Blue Valentine, 500 days of Summer
*birgünofilmlerdekiaşkıbulacağınainanankız*

En sevdiğiniz müzik türü? 


Rock türevleri diyeceğim ama eserse çok değişir bu, klasik de dinlerim caz da metal de ruh halime bağlı 


En sevdiğiniz müzisyen? 
Müzisyen bilemedim şimdi. 


En sevdiğiniz istanbul semti?
2004-2008 tarihlerindeki İstinye ya da Heybeli ada demek istiyorum vazgeçtim.


En sevdiğiniz istanbul? 
En sevdiğim İstanbul değil de şehir olsa İzmir derdim. 


Şiir sever misiniz? 

Şiir sevmem demiştim.


En sevdiğiniz şair?
E.A.Poe bir de Orhan Veli 3-5 şiiri ile. 



En sevdiğiniz şiir türü?
Edgar Amcadan bakarsak gotik diyelim. 


  • Kaç yılları sizin bedeninizi kaplamaya etki ediyor?
  • Beden kaplama, giyim kuşam moda?Ne bulduysam giyerim ama 18.yy ve 1950'ler çok çekici.


Renklerini belirleyen ses kime ait?
  • Sinestezik değilim. 


Çok DÜZ ve NET

Romantiklikten hoşlanmam ! 

günün anlam ve önemi.

Madde1 : 3 gündür Vişneli Cheesecake aşeriyorum. Deli gibi hem de. Her zaman gittiğimiz Keyf'li bi cafe'de 7 TL zaten ev yapımı da değil onlar plastik gibi ıyk yemem yani. Bakındım bakındım ve vazgeçtim nihayetinde. Bugün de dedim eve gideyim de cheesecake yapayım kendime vişneli olmasın varsın. Labneleri aldım beklemedeyim.

Madde2 : Derste Toradora! indirirken yakalandım. Batuhan Hoca pek bir kızdı. Neyse indirdiğim animeyi ona da vermek koşuluyla serbest bırakıldım. Baya heyecanlı dakikalardı. MKV dosyası olmasından dolayı açılmaması beni pek bir sevindirdi. Ehm. Bir de sen flasha al da sonra ben de izlerim dedi.

Madde3 : Çok hareketli günler geçiriyorum. Dersimin 2.yarısını basan Sezin arkadaşımla birlikte Altıgene kaçamak yaptık. İnci'yi de ortak ettik, dedikodunun dibine vurduk. Sonra Erkin bey geldiler. Muhabbete ortak oldular.

Madde4 : Sonra bu Erkin var ya bu Erkin.Evime kadar geldi halbukisim çok pis çiğ köfte hayallerim var idi. Evde parti verecektim kendime. Peki ya şimdi ne yapıyorum erişte ve tavuk soteye mahkum bırakılıyorum. Meh. duy sesimi Erkin Bey!

Kettle



Çok özel bir tarafın yoktu 

Ne çok havalı ne çok havadar 
Hatta biraz boğucu 
Çokça yorucu 


Bazı günler pas kokardın 
Ve her zaman küs olurdun 
Bana ve hayata 
Köşedeki bakkala 

O kelimeyi yanlış söylerdin 
Rengi atmış tişört giyerdin 
Boyun biraz kısaydı 

Dünyan çok dardı 

Eğriyi hep doğru sayardın 
Konuşmaz konuşmaz konuşmazdın 
Kafan hep kıyak 
Bana çokça uzaktın 

Ama... 
Kettle’da sular kaynattım 
Boğazımdan içeri akıttım 
Öyle bir his sensizlik 
Kalbimi yaktı  

Öyle bir acı sensizlik 
İçimi yaktı  


Peruk ve cosplay olayları

Neredeyse 1 aydır gelmeyen üstelik erken gelsin diye üzerine 5 tl fazladan ödediğim meşhur pembe peruğum bu akşam elime geçti. Nasıl bir mutluluk bir de tam milkshake rengi bir görsen bir şeker bir şeker.


Saat 11 oldu ve canım çok sıkıldı. Her zamanki gibi yani. Dedim en iyisi şurdan karakter beğeneyim de eldekilerle birşeyler yapayım. Pembe peruk almaktaki asıl amacım öncelikle "Code Geass"tan Euphemia
sonrasında da "Lucky Star"dan Miyuki Takara yapacaktım.


Eupehmia temsili                                Miyuki temsili

Şimdi oturdum bakınıyorum işte neler yapılır da eğlenilir diye. Şunları buldum. Hele bir tanesine bayıldım hangi anime/manga en ufak fikrim yok ama yapılası geldi neblim.

En sevdiğim :küçüktürüç:

Külüppp


Ellem Başkan olmak ne zor. Pazartesi günü neredeyse tek başıma sushici aramaya gidiyordum. Neyse ki Gülşaa yardıma geldi. Tıngır mıngır gittik Taksim'e deli gibi döndük durduk ve sonunda daimi müşteriler olarak NİNJA SUSHİ de karar kıldık. Alaam nasıl güzel bi yemektir sushi öyle. Konuştuk ettik bize menü çıkarttılar. Hemde beslediler ikramlar falan sağolsunlar bitaneler :*


Ortada kocaman olanı biz aldık onalar aşağıdakileri getirdiler KÜÇÜK bi ikramlarıymış *-* Kaz gelicek yerden tavuk esirgemediler ama kaz olarak gelemiyoruz sanırım. Ben dedim 20+ oluruz diye ama olamadık.

Şimdi tek tek mesaj atıyoruz üyelere, az buz değil 400 e varan üyemiz var artık. Sms paketlerimiz yetişmiyor.

Katılmak isteyen olursa buyrunuz : http://www.facebook.com/events/129453667182430/

Paylaşmazsam ölürüm


Durduk yere şunu dinleyesim geldi. Amon Amarth dinlemeyi özlediğimi farkettim. Halbuki Facebookta günü PUNKa adamıştım. Noldu da böyle oldu bilemiyorum. Bir de aklıma düğün şarkısı Amon Amarth'tan olan çift geldi. Paylaşmazsam ölürüm.

http://www.youtube.com/watch?v=PTiTwDAlkUE Şarkının METALLICA olduğunu da iddia ediyor terbiyesiz dsakjdşl

Ultra kararsız insan.

Yine blog adımı değiştirdim. Çok kararsızım bu aralar. Önce YAPACAKDAHAİYİBİSİYYOK idi. Sonra gizlice günlük moduna soktum burayı diye HAYALETGUNLUK oldu ve en nihayetinde diğer bloglarımın twitterımın ve nice site üyeliklerimin adı olan ADSIZKULLANICI oluverdi.


EnDip:hala kararsızım.

Bana bundan alsanız ne de güzel şeyler yaparım.




Şimdi düşününce; ilk önce rakip olarak değerlendirdiğim sonra da meeeh bunu mu rakip gördüm diyerek boşladığım insana yardımcı olup bir şeyler öğretip fikir paylaşıyorum. Tanrım ! Ben ne yapıyorum böyle. Bir gün karşıma çıkarsa kendi yetiştirdiğim insan nasıl bir hayal kırıklığı yaşayacağımın farkında mıyım acaba?

Üstelik onun milyonlarca saçma şey yapmasından sonra bile hala onu düşünebiliyorum. Sil beyninden Tutku. Zor bi'şey değil unut sadece !





Başkanın çektikleri pişmiş tavuğun başına gelmedi.

Eve girdim. Az önce hemmen ketılda sular kaynaıp inomieyi kaseye boşalttım. Eh evde yemek yok sevdicek yok (bu konuyu sonra açacaktım ama şimdi açasım geldi) Sevdicek demişken, bence bir kızın yemek yapması için özel birileri olmalı hayatında. Açıkcası kendi adıma söyleyeyim BİRİ olmasaydı ne kurabiye ne kek yüzü görürdünüz sevgili kulübüm. Sevgimi katıyorum ben o yiyeceklere....

Yemek faslını bitirip ana kısma geçelim şimdi. Dün gece saatimi kurup yattım öyle tek çalışta uyananlardan değilim, 2 alarm kuruyorum yarım saat ara ile. Babama da dedim beni uyandır çıkmadan tamam dedi 8,20 gibi uyandırdı, eehh dedim nasılsa saat çalacak, kıçımı devirip uyudum. Sonra bir baktım saat 9,30 ! evet saati haftaiçi çalsın diye ayarlamışım. Tiii dedim koştura koştura çıktım evden. Daha doğrusu çıkamadım akbilim kayboldu sonra onu bulurken botumu kaybettim. Baya baya botum kayboldu lan. Kim niye alır bilemiyorum. Tee giyilmeyen ayakkabıların arasından çıkıverdi sonra. E tabi ben geç kaldım.

Sonra 3 kız gittim Kameriye'ye WoI'ye. Beklediğimizi bulduk mu? Bulamadık. FRP'ye giriş niyetinde olan denememiz Wandering Monsters High School'un sıkıcı karakter yazma kısmında son buldu. Hevesimiz kursağımızda kaldı. Çok geyik çeviriyor diye burun kıvırdığımız arkadaşı mum ile aradık.

Şuraya fotoğraf gelebilir her an ama ben yine de özet geçeyim. 
Zombi oldum ben iç organlarım yok olmuş ama dış görünüşümde pek sorun yok. Yırtık pırtık beyaz tshirt üzeri boya lekeleriyle kaplı. Altımda deri bi pantolon var. Sınıfın en sessiz tipiyim bir köşede oturup şiir yazıp resim yapıyorum.

Neyse biz sıkılıp masadan kalktık ve doğğru Oyun Mühendisine Aykut ile Çağlar'ın figür boyama çağrısına koşturduk. Öncesinde yemek yiyelim dedik artık açlıktan mı yoksa gerçekten güzel mi olduğunu bilmediğimiz Kadıköy Pidene'm de pide yedik. GERÇEKTEN GÜZELDİ OLM ! :emindeğiliz: Neyse efeenim gittik Oyun Mühendisine bizimkiler hiiiç bişiycikler yapmamışlar. Bir de utanmadan boyamayı sonraya bıraktık. Tutku gerli başlar bize anlatır, biz de dinler gibi yaparız sonra gazını alamaz devam eder biz takılırız diyolla. UTANMAZLARA BAK SEEN!

Neyse Akşamına Japon Jazz Etkinliği var idi. Oraya gideceğidik. Evet bir gün içine 25465453 tane etkinlik sığdırdık yaptık bunu. Ve daha nice olaylar geldi başımıza.

Levent Kültür Merkezi ile Akatlar Kültür Merkezini karıştırmam müthiş bir olaydı. Taksiye atlayıp gittik neticede ama olamadı geç kaldık kapılarda süründük. Müthiş ikili için ilk 45 dk kapı kenarında kafa uzatarak dinledik konseri. Daha sonra arada uyuyan bir grup insan çıkınca koşarak yerlerini gasp ettik. Oturduk paşa paşa izledik konserimizi. Harikaydılar. Fotoğrafımızı da çektirdik çıktık bitince.


En nihayetinde Unlucky özellikli zombim günümü batırmış oldu. Genişletilebilecek bazı bazı konular olsa da bu kadarını yazdığıma şükredin çünkü çok üşendim. 8724023784 dk sonra fotoğraf ve videolar ile dönerim. Beklemede kalın.
Buraya " bir insan 3 yılını nasıl ot gibi geçirmeye mahkum edilir " konulu yazı gelecek!!!

Sizler için geliyor.

Aslında benim için geliyor ama neyse. Efenim geçen çok canım sıkıldıydı. Şarkı paylaşında dinliyek dediydim. Sonucunda bu çıktı Gökberk arkadaşımız CD yapılır bundan dedikten sonra Yankı Special Edition olarak albüm yapmış ben de sizlerle paylaşayım dedim. Güle güle dinleyin. :)

----

Son günlerde rüyalarımın gerçekleşmesini istemek dışında yaptığım hiç bir şey olmadığını anladım. Durup oturup hep düşünüyorum, hep istiyorum ama bir yanım biliyor ki asla olmayacak, hayal kurmak zaman kaybından başka bi'şey değil. Çevremdeki herkes umut etmekte haklı olduğumu söylemeleri hiç bir şeyi değiştirmiyor. Abi adam çok dengesiz. Hadi onu geçtim reddettiğin bir insanın kalbine umut tohumları attıracak şeyler yapmamalısın.
Anla işte silemiyorum. Olmuyor be ! Denedim işte defalarca. Şimdi ise sen gelsen; ben her türlü fedakarlığı yapmaya hazırım. Biliyorum ki gelmeyeceksin belki asla o rüyalar gerçekleşmeyecek ama psikolojimi bozmaya hakkın yok sanırım Mr.Z...

Aradaki 7 Farkı Bulun !

Yorum bile yapamıyorum o derece.
Eğer ikimizde kukla olsaydık ve iplerin kimde olduğunu bilmeseydik acaba sonunda buluşur muyduk?  Yoksa bu sadece HAYAL mi olurdu?

MÜ Anime Manga Tanışma Toplaşması

Efenim şimdi saat itibariyle bugün 12 saat sonra güzelce bir tanışma toplantısı gerçekleştireceğiz.
Süprüz olsun diye envai çeşit anime logolu kurabiye yaptım. Bazen de sıkılıp kalp olsun çiçek böcek olsun öyle şeyler işte.




Gelelim asıl konumuza. Çok heyecanlıyım. Geçen dönem de yapmıştıydık ama bu kez farklı sanki. Yine cümlenin sonu gelmeyen yüklemsiz cümlemsiler kurup milletin şaşkın bakışları arasında kalakalacağım. Rezil olmaktan öte insanların beni ne eğlenceli kız lan bizi güldürmek için neler yapıyor demesini tercih ederim. 
Sanıyorum ki kimse öyle demeyecek.

Bak ben bişiyler daha yazacağdım unuttum. Neyse yatıp uyuyayım da yarın korkmasın çocukcağızlar benden. Yarın olayları yazarım 3-5 foto çeker koyarım.

Az önce yazdığım yazıdan ötürü deli gibi titriyorum ki ben bilirim üşümediğim halde titrediğimde hiç iyi şeyler olmaz. Sonrasında 1-2 saate kalmaz başım ağrıyana kadar ağlarım.
Neyse bahsettiğim filme ithafen aşağıdakileri paylaşmak istedim. Buyrunuz efenim afiyetle bakınız.



































Eskiler.


İnternetim yoktu 1 haftadır. Ben de unutmamak için yazdımdı. Şimdi ise eklemek istedim. Ve içimden geçen ana cümleyi de haykırmak istiyorum: "NASILSA SEN OKUMAYACAKSIN! Çünkü bu blogun varlığından da defalarca seni konu almasından da bi' habersin, benim seni silemediğimden de."
Blue Valentine filmini az önce bitirdim. Entresandır sanki daha önce bu filmi yaşamış gibiyim. Romantik bir insan olmayı sevmem. Ama bu, bir filmi aynen yaşadığımı değiştirmiyor.
Aylar öncesinde yazmıştım. Sıkıcıydı biraz, belki gerçek ötesi. Bunca yıl hisleriyle yaşayan bir insan için herşeyi silip atmasını GERÇEK kılan bir nedendi.


Bir kitapta okumuştum...
…insanlar ruh eşini ilk bakışta tanırlarmış. Daha önce konuşmuş olmamamız hiç birşeyi değiştirmezdi. 2 ay önce onu ilk gördüğüm anda gözlerinin parladığını hissetmiştim, ruhumu bulduğumu düşünmüştüm.

Zaten tükenmiş olan herşeyi bitirip onunla olmaktan başka şey düşünmemiştim. Geçmişi silip kenara koyamaya çalıştım. Olmadı. Benim neden olmadığım bir takım olaylar zincirinin içinde buldum kendimi. Onun ne düşündüğünü asla öğrenmeden. 

Son cümlesi önce özgür olmalısın olmuştu.

Aslında o anda anlamalıydım, bu bir reddediş tarzıydı. Şimdiye kadar reddedilmediğim için bunu aralık bir kapı olarak gördüm hep. Şimdi anlıyorum ki bedenim özgür gözükse de ruhum 2 aydır onunla.Sadece onun ruhuyla birleştiğinde özgür olacakmışım gibi.

Düz cümleyle reddedilmiş olsaydım bu acıyı tatmayacaktım belki de.Kolayca uçup gidecekti. Ama gitmiyor. Her yerde o varmış. Her yerden o çıkacakmış gibi. 

Çevremdekilerin başını ağrıtmaktan sıkıldım artık. İçime attıkça daha da boğulduğumdan bahsetmiyorum bile. Nefes aldığım her dakikada onun varlığını bilmek istiyorum.


Ufak bir hayır her şeyi silmeme yardımcı olacak sanırım. Ama ya o kelimeyi asla duyamazsam. Beynim ağrıyor. Daha fazla düşünmek istemiyorum. Her ihtimal bir umut diye dolaşmak istemiyorum. Tek bir kelime ve yokoluş…
10 Ocak 20112



Gözümün önünden geçenler bunlardı, bunlarsa bir film karesinden fırlamış gerçekler.

Ben o duyguyu ne kadar yoğun yaşarsam yaşayayım unutmam gerekiyordu. Bunun için programlanmıştı yaşamım. Ne yazık ki benim için çok zorlayıcı bir dönemdi. Bu bir itiraftır ki hala silemedim. Çünkü benim için hala gözlerinde ilk gördüğüm hissi yaşadığım insan o. Değişmeyecek. Sadece rol yapmam gerekiyor o kadar.

Filme odaklanmasam BRIDA’ya odaklanacağım sanırım. “İnsanlar ruheşlerini ve aşkı diğerinin gözlerinin içindeki ışıltıdan tanırlar.” Kendimi gerçek olmayacak kadar saçma söylemlere adayabilirim. Yaşağım anlık duygunun hiçbiri olmadığını bilerek.

26 Şubat 2012