dans eden parmak


Yıl olmuş 2012

PART I

Sabah geç çıktım evden. Böyle bir mayışıklık bir kedi hali. Sanırsın uzaylılar gelip kaçırdılar beni, beynime de kedi ( kedi de bildiğin Garfield ) çipi yerleştirmişler... Çıkasım gelmiyor evden.

Çıktım bi' şekilde evden ama nasıl gözler kapanıyor. Uyudum da lan. 12 dedin mi yattım. Nasıl oldu bilmiyorum. Sonra 78M geldi de bindim otobüse. Hemmen şöförün arkasındaki koltuğa yerleştim. LÖNK diye attım kendimi geriye doğru. Kafam arkadaki adamın keliyle tokuştu lan. Diyorum n'oldu bir de tip tip baktı bana -_-" Zaten sabah da kitaplığa vurdum kafamı aptal olcam he. Değilim çünkü aptal olsam yeniden olamam di mi... Of saçmaladım. Neyse yer değiştirdim ben. Adam inene kadar baktı mal mal. Hayır aramızda koridor var ama yan tarafımda oturuyor. Döndürmüş kafayı bacakları falan bana bakıyor.

İnmeme az kaldı diye sinirlenip kalktım adam hala bakıyor. Bende ona baktım böyle nefret kusarcasına. Sonra iniyom he geldim diye butona bastım. İnmiyormuşum. Adam güleek gibi oldu bi' ama nihohaha gibi. Sonraki durakta yine bastım butona ben adam yanıma geldi meğer benle incekmiş. Bastım gaza koşarak gittim bütün yolu.

Sonrası ofis mofis işte.

__________________________________


PART II

Staj boyunca açlıktan öldüm efenim ben. Bazı bazı çıbık kreker bazı bazı eti formlar yedim. Ama dedim son güne az kaldı bi' öğle yemeğine çıkayım. Mis gibi Ramiz Köfte yiyeyim. Çıktım ofisten indim Deposite'e Girdim köfteciye oturdum ama garsonlar falan bi garip bakıyorlar. Ne yani hiç mi sırt çantalı tşörtlü çalışan yok burada. Belki annem/babam falan çalışıyor lan. Hayret bişiy. Neyse oturdum bir menü tutuşturdular söyledim siparişi. Garson 15 yaşlarında bi çocuk... Bana tip tip bakıp "hee sprite" dedi. Ben de "yok köfte de var yanında" dedim. Sprite içmeye oraya mı gelirim lan ben akıl var mantık var. Neyse geldi köfte yiyorum ama nasıl zaman kısıtlamam var 20 dk da yicem diye nasıl uğraştım bir bilseniz. Bir de garsonlar durup durup bana bakıyor. Sanki yiyip kaçıcam. İçimden de geçmedi değil ha. Dedim yemeği ye çaktırmadan parayı da tabağın altına koy. Bunlar anlamadan koşarak kaç gel buraya falan diye bağırırlarken açıklarsın durumu diye de yapamadım. Bi huzurla yemek yiyemedim he.






Selam ben yeni fikir buldum

Dün ofiste otururken Hesionka ile karşılaştım. Sanırım 30 yaşlarında olmak istediğim herşeydi. Hayal ettiklerimi tek bir kişide görünce tabi birden panikledim sanki yapmak istediklerim benden kaçıyormuşcasına. Koşayım da yakalayayım der gibi oldu.

Bazılarınız biliyordur geçen yıl LENORE'S diye bir marka ile atladım ortalığa ama battım. Eheh. Utanmıyorum bu durumdan ticarete yetenekli olmadığımın hep farkındaydım. Biraz duygusal davranıyorum çünkü. Hem ticarete kafam bassa işletme ve maliyet derslerinden kalmazdım değil mi ^^,

Neyse efendim bu kez dedim ki topluma hitap edip etmemesine aldırış etmeden, şirin mi şirin içerisinde bazen rock-punk-goth akımlarını barındıran bir şeyler yapayım. İçime sinsin yeter. He olur satamam elimde kalır işte o zaman ben kullanırım ^^,

Bekleyin beni. Takipte kalın falan Eylül ayından sonra geliyorum büyük ihtimal ^^,

Blog tavsile etsenize bana

*-* Bolca böyle japonsever olur yemek sever olur eğlenceli olur moda falan da olur yeterki şirin olsun  ...

Gerçekleşen rüya

Sabah uyandım ama nasıl biliyor musunuz? Zaten uyanmıştım ben diye. Çünkü rüyamda uyanmış hazırlanmış ve staja doğru gidiyordum.
Bu bir şey değil herkesin başına gelebilecek klasik bir rüya. Garip olan kısmı ise rüyada gerçekleşenler.
Uyanıyorum... Saate telefon üzerinden bakıp hmm şarjımda dolu ben bugün şarj aletini yanımda taşımayayım diyorum kendi kendime. Kapıdan çıkıyorum ve metrobüs yoluna doğru yürüyorum. Telefonda radyo açık... Rabarba dinliyorum ve daha metrobüse gelmeden telefona bir bakıyorum ki bir gıdım bile şarjı yok. Nasıl olur bu nasıl diyorum yine kendi kendime...
Uyanıyorum. Gerçek miydi lan diyip telefona uzanıyorum şarjı var. Neden panikliyorum, çünkü dün şarjı bitmiş ve eve geldiğim gibi şarja takmıştım 4-5 saat sonra ise ŞARJ TAMAMEN DOLMUŞTUR uyarısıyla çıkartmıştım. Heh dedim uykuda bitmemiş şarjı. Üstelik full. Oh ya tamam bu bana 2 gün idare eder. Evet her zaman mesajlaşıp konuşsam da radyo dinleyip internette gezinsem de 2 gün dayanıyor.
Evden çıkıp metrobüse doğru yürüyorum. Radyo dinliyorum Rabarba'yı... Şarjım hala var. Oha lan gerçek olmadı rüya diyorum. Ofise gelip pc'den nete giriyorum. Telefon da bir sıcak bir sıcak. Hayret diyorum ama sol yanıma koymuşum. He diyorum pcden çıkan sıcak hava şeyetmiş bunu. Sağ yanıma alıyorum. Problem yok...

Lanet olası telefon soğumuyor?! Aradan 1 saat geçiyor telefona bakıyorum. BİNGO! Telefon kapanmış. Peki ama neden? Açıyorum. Şarjı yok. Nasıl yani, az önce fulldü?

Ah rüya ah. Sana güvendik almadık o şarj aletini bak ne hallere düştük !!!

Yarıda kalan animeler hakkında



İzlemeye başlayıp nedensiz bıraktığım animeler hakkında olacak bu yazı. Kimisini 2 bölüm sonra kimisini de son 2 bölüm kala bıraktım. Nedenini hala bilmiyorum. Gün gelecek ben
bunları bitireceğim inanıyorum. İnancımı YİTİRMEYECEĞİM !!11!1!!!



Azumanga Daioh
Geçen yıl başlamıştım, sadece 2 bölüm izledim ve devam etmedim. Aslında çok komik ve eğlenceliydi. 
Code Geass: Hangyaku no Lelouch
Son iki bölüm kala izlemedim. İzlettiğim arkadaşlar bitirdi ben bitiremedim. Üstelik Euphemia cosplayi yapacağım dediydim o da yapılamadı bir türlü. Nasıp kısmet tabi bu işler !
Devil May Cry
Bunu da 6 bölüm izledim. Oyununa başladım hevesim mi kaçtı ne olduysa devamı gelmedi.

Fairy Tail
İpodla 5 bölüm izledim o da yolda zaman geçmiyor diye. Fanı çok olsa da 3-5 animeden esinlenerek yapılmış ve sıkıcı akışı olan bir anime.


Gosick
Çok ilgiyle izlemeye başlamıştım bunu 3. bölümde eeh sıktı ya dememle hevesim kaçtı. Kuzenime söylediğimdeyse hayranlıkla izlediğini öğrendim.

Great Teacher Onizuka
İlk başladığımda acayip eğlendiğim 25. bölüme kadar da neredeyse uyumadan izlediğim anime oldukça eğlenceli. Herkese tavsiye ederim ama benim gibi yarıda bırakmayın ^^,

Guilty Crown
Bunun cosplayini dahi yaptım ama bitmedi. Hala izleyeceğim bölümler var ve izleyemiyorum ne zaman izlesem uykum geliyor.

Highschool DxD
Geçen yine evde boş boş oturuyorum... Neyse bunu izlemeye başladım 2 bölüm izleyebildim sadece ama gülmekten öldüm. Gerçekten eğlenceli. En yakın zamanda izlemek lazım.

Inu x Boku SS
İlk çıktığında başlamıştım sanırım peşi sıra 2 bölüm izledim. 3.bölüm çıksın diye beklerken unutup gitmişim. Sonra da kaldı işte sadece MAL listemde ekli olmaktan başka bir işe yaramadı. Hayır o değil konuyu bile hatırlamıyorum.

Jigoku Shoujo
Korku animesi diye başladığım seri. Korku animesi falan değil bildiğim her bölümdeki karakterler aptal. Olm o değil nasıl hemen çekiveriyorsun o ipi cehenneme gideceğini bile bile. Bazı bölümleri anlayabiliyorsun ama bazıları çoh mantıksız. Zamana bıraksan düzelecek şeyler için pıt çekiveriyor ipi. 12.bölüm de mi ne bi gazeteci uyanıyor da duruma harekete geçiyor. İşte ben de oh be diyerek animeyi ıkına sıkıla izlenilen 14.bölüm sonrası bırakıyorum.

Junjou Romantica
Bunun sadece son bölümü kaldı. İzleyeceğim onu da umarım.
Lucky ☆ Star
Dün yeniden devam edeyim dediğim animelere ve oyunlara sıkca gönderme yapan komedi şeysi. Karakterler pek bir sevimli. Ara ara falan izlemek lazım.

Nazo no Kanojo X
Tamamen farklı bir beklentiyle başlayıp 8.bölüme kadar geldiğim değişik anime. Mantıksız bir ecchi. Ama belki de o izlenilesi kılıyordur bilemedim.

Rosario + Vampire
Sevgilimin ısrarı üzerine izlemeye başladım. Hatta Moka ol baskısı üzerine onunda cosplayini yaptım. Evet lütfen nerede diye sormayın gizli birazcık o :p Her neyse bir gün bitireceğime inanıyorum bu seriyi de.

Seikimatsu Occult Gakuin
7. bölümde bıraktım sanırım. İşler sıkıcı olamaya başladı ama ne yapayıp... Bir garip komedimsi anime.

Toradora!
Türkçe altyazı bulamayınca 1.bölümü ingilizce izleyip sıkıldım evet. Belki devam edilebilirdi emin değilim.

Zombie-Loan
Boş boş izleyip 3. bölümde hea böyleymiş dediğim anime. Bir gün izlerim diye torrentten indirdim ama bakalım... 

Eti Tutku'ya yazılan not

Boş zamanlarımda bol bol stalkladığım insan olan B.Tırt arkadaşımın yazısını okuyunca kendi travmalarım geldi aklıma net. Yazayım dedim az önce aklımdaydı ama kaçmış işte. Tutamadım lan. Ne yazcaktım yeminle uçtu beynimden. Dur az düşüneyim. O sırada siz şunu okuya durun : http://sohbetedecekkimseyok.blogspot.com/2012/06/cocukluk-travmalarm-3.html

Neyse ben şimdi tam hatırlamıyorum olayı. Bu olayı da yazacak mıydım bilmiyorum ama az gülün. Ben gülemiyorum çünkü şu an.

Ne diyordum efendim yıl 2002 falan Eti'nin Tutku büsküütü yeni çıkmış. Haliyle herkes bırakmış Biskrem'i falan deli gibi Eti Tutku tüketiyor. Hayır güzel de değil. Benim için o dönemin favorisi incirli Biskrem idi. Zaten ben bugüne kadar neyi sevmişsem 1-2 yıl içerisinde üretimi durduruldu. Sonra Tutku niye çikolata sevmiyor, Tutku niye sadece kendi yaptıklarını tüketiyor blablablala...

O yıllarda 6. sınıfa gidiyorum. Yeni bir okul falan insanlarla da pek anlaşamamışım böyle can ciğer kuzu sarması arkadaşlarım yok. Anca sıra arkadaşlarımla haşır neşirim. Bir de ilk okulda birlikte okuduğum 2 arkadaşım var aynı sınıfa düşmüşüz. Birinin adı Fırat diğeri de Serhan. Bunlar benle konuşmuyor tabi ne serviste ne bi' yerde özellikle Serhan düşmanım gibi. Bir nedeni var elbet, biz 5. sınıfta böyle bir çıkıyor gibi olmalar, çocuğun bana aşkı falan neyse. Şimdi bulmuş yeni okulda güzel kızları bana kötü davranıyor ki yaklaşmayayım yanına diye. Hayır ben de 5.sınıfta adam gibi hoşlanma bile hissetmezken 6.sınıfta aşığım çocuğa. Bunun takıldığı bir grup vardı ya o gruptan biri ya da o zaman ki sıra arkadaşım ( her kim ise ) yazmış bu notu bana.

Bu not olayı da Saffet diye bir hocanın olduğu Türkçe dersinde geçiyor. Adamın garip disiplin anlayışı var. Konuşan ya da derse aykırı harekette bulunan kitabı defteriyle çıkıp tahta önünde tek ayak üzerinde bekliyor. Dersi o şekilde dinliyordu.

O güne dönersek ders zili çalmış, hoca sınıfa girmiş kitap defter açılıyor falan. Ben kitabı bir açtım, kahkaha atmam bir oldu. İçinde bir not: "Tutku tadın çok güzeldi" ve devamında bir ses "Evladım neye gülüyorsun sesli okur musun?" Tabi ben notu okumamak karşılığında tüm dersi tahtada dinlemiştim.

Ve bu da böyle bir anımdı.









Kimsenin ilgilenmediği blog yazarı olmak

Biliyorum ki yazdıklarımla kimse ilgilenmiyor. Takip etmiyor vs. neden yazdığımı ben de bilmiyorum doğrusu. Kitlelere hitap edecek bir yazı da içermiyor neticede.
Her neyse.
Ben çok sıkıldım artık. Babam sanırım orta yaş bunalımında. Tek derdi benim iş hayatına atılmam. Benim ise umrumda değil. Sırf bu iş hayatına atılma meselesini uzatmak için bir sürü ders bıraktım. Evet korkuyorum çünkü. Kendi paramı kazanıncaya kadar reddedilmek ve başarısız olmak ürkütüyor beni. Bir gıdım bile sorumluluk sahibi olmadığımı düşünüyorlar. Belki de öyle ama çalışmak istemediğim bir yerde bir alanda çalışmak zorunda olmak çok sıkıcı. Tüm gün sosyal medya sayfalarını dolaşıp onu bunu boş yere sırf sıkıntıdan takip ediyorum. Bu mu çalışmak. Üstelik beş kuruş para almayacağımı bilerek her gün saatlerce yolda zaman geçirip 9-6 durmaksızın ve aç halde çalışıyorum. Tabi buna çalışmak denilirse. Dün neredeyse bütün günüm beynimde bunlar olarak geçti suratım düşük ve kimi zaman ağlayarak. Anlatamıyorum çünkü bu yaşıma kadar sadece istediğim şeyler için uğraşıp istediğim mutlu olduğum şeyleri yapmışken şimdi kendimi çok işe yaramaz hissediyorum. Tatilimi bok ettiler.
Üstelik neden anlamadığım bir şekilde bunları defalarca babama anlatsam da bana çalışacaksın temalı öğütler verip duruyor. Stajda sıkılıyorum yapacak bir şey yok ve kapalı en fazla 10m2 olan bir odada çalıştığımı bunaldığımı gitmek zorunda olmadığımı söylüyorum ama ne fayda. Dün elinde bir logoyla gelmiş bu firmaya yeni logo yap diye. Neymiş bayram harçlığımı çıkartacakmışım. Ben senden bir şey talep etim mi baba ?!
Ve sanki ben bilmiyorum al 100 lira verdiler diye o parayı senin vereceğini. Gerizekalıyım çünkü ben. Öyle görün beni.
Çok ergen tribinde yazdığım bu yazıyıda sevgili takipetmeyenlerimle paylaşıyorum saygılar!

hava su sıcaklık...

Stajdayım... Bir şeyler öğrenip çalışmaktan öte tüm gün stalkerlık yapıyorum. Belli biride yok yani öyle facebookta sağ üstte çıkan haberlere hipnotize olarak bakan tiplerden en ufak farkım yok.

Dünün eğlenceli fotoğraflarını bekliyorum 4 gözle... 3 saat durup gittiğimden herkes ben gidince eğlenmiş ama. GİTMEMİ Mİ BEKLEDİNİZ LAN !!!111!! 

Neyse ben yine bir Azunyan olma çabası içerisindeydim. He oldu mu bilemiyorum. Buyrun aşağıda fotoğrafı falan var.

Sanırım ilk defa sessizliğimi bir kenara bırakıp 3913 kişiyle tanışıp kaynaşabildim. Her neyse.
Sonra da İkushima oldum, Danshi Koukousei No Nichijou'dan. Hani şu Liseli Çocukların Günlükleri var ya oradaki kızlardan biri işte.


 Uhm ne diyordum. Ben çok eğlendim organizasyonda, emeği geçen Sensee ve Serhat'a teşekkürler.