Bir kısmını denemiş olsam da diğerlerini de en kısa zamanda denemem gereken birsürü müthiş aburcubur tarifi <3 br="">








Slash dinleme vaktimin geldiğini anlayınca...

Slash by Jounetsu on Grooveshark


Slash albümünü dinlemem gerektiğini düşününce hemen bir albüm toplayıp paylaştım, güle güle dinleyin...

Haftasonu nasıl geçti

Haftasonunun en güzel yanlarını yazıp kaçacağım şimdi...


- Ghetto'da 5 kişilik asansöre 8 kişi binmek ve yarım saat sonra kurtulduğumuzda adam burada kaç kişi yazıyor diye azarlarken 2 mtlik Onur'un "5kişiliktir" yazısını kapatmasıyla adamın afallaması ve çaktırmadan kaçışmamız...

- "Benimsin değil mi?" cümlesi.

- Ve herkese hayır sevgili değiliz dediğimizde verdikleri tepki :D








Ayrıca o kızda da nasıl bir öfke varsa bana karşı görmeye dayanamayıp hemen gitti...

Beni de buraya götürün...








Ve rezervasyon yaptırmak için : http://www.ubudhanginggardens.com/web/pubu/ubud_hanging_gardens.jsp

Cidden buraya götürecek biri çıkarsa atlaya zıplaya uça kaça gelirim yeminle. Ne güzel yerdir orası öyle... Ormana yüzer gibi.

Sabah sabah...

... sebepsiz mutlu oldum yine ben
Abi hava çok güzel, fonda


Don’t Lie by Vampire Weekend on Grooveshark

vardı...

Güzeldi sanki...


DON'T LIE diyişinde içime otursada...

Sevgili X güvenimi sarsma...
Başına neler gelebileceğini tahmin edemeyebilirsin uyarmadı deme :D
Sırf beğendim diye diş kıran insanım ben ldkjasjdşaskd

Ve Asya gitti

Sanırım ilk defa tanıdığım bir insana birden kanım ısındı bilemiyorum ^^
Çok az zaman geçirmişim gibi geliyor lan...
Ve diğerleri... Keşke 2 yıl önce başlasaydı arkadaşlıklarımız...
Bu kadar sevebileceğim insanlar olabileceğini hayal bile edemiyordum sanırım...
Tee bayramda bize gelmeniz, kamplar, sabahlamalar...
Tanrım cidden çok güzeldi hepsi. Uzun uzun anlatmak isterdim aslında ama hep yarım bıraktım yazılarımı...
Sadece bugün mutlu olduğumu iyi ki yanımda olduğunuzu yazmak istiyorum...

KOCAMAN HARFLERLE HEM DE !!

İYİKİ YANIMDASINIZ LAN ♥


Anca bu kadar görünür kılabildim bu fotoğrafı...

Şu sıralar biraz durgunum yine. Şebeklik de yapamadım pek ama :D
Neyse efenim.
500A'da eğlendik biz baya vala bak :p Kıskanın ldjlkasjd

Hatta sonrasında yediğimiz seyyar kokoreç ? kokareç? nasıl yazılıyor bu kelime yahu neyse yedik işte. Kötüydü abi berbattı... Ama yanımdaki insanlar mükemmeldi ♥

Hep buralarda olun...
Seviyorum sizi ♥



*Off yine çok pis duygusala bağladım... *
Oysa tek istediğim bana sarılıp 
söylediklerinin sadece beni denemek için söylediğini söylemen...





...sanırım asla olmayacak.

Göndermeli şarkı...



Gele gide yara olduk
Sarıldıkça kaçar gibi
Bakarken özlüyorum
Bilemedim ben bu işi

Bizden bir yol olmaz
Yırtık kalp dikilir mi?
Bak yine bombok olduk
Seviyorum seni

Facebook'ta paylaşmak istemeyince ben...

Ben bunları çok sevdim I






http://orianalayendecker.com

Rüzgar Gülü'm


Teoman'dan gidiyorsak, benim için en anlamlı şarkılarından biri...

DİBE VURDUYSAN YA DA HALA DÜŞÜYORSAN... 

Eski bi' arkadaşım vardı.. Sırf manik depresif ruh hallerimden, hatırlamak istemediğim Tutku'nun yaşamından bana böyle seslenmeye başlamıştı, Rüzgar Gülü'm...

Çok saçma değil mi? 
Birisi eski sevgilisini unutmak için DAHA KAÇ VÜCUT GEREKLİ BENİM SENİ UNUTMAMA derken ben dibe vurmaktan falan söz ediyorum...

Özgürlük neden bu kadar önemli, sen insanlarla istediğin gibi takılmak isterken ben niye kendimi sana bağlı hissediyorum. Neden sevgilimmişsin gibi davranıyorum... 
Gerek yok değil mi bunlara. Hiç hem de...

Tüm zaaflarımı sebepleriyle neden anlatıyorum ki sana. 
Kendi zararıma tüm bunlar... 

Eylül ayını sevmiyorum, sonbaharı da sevmiyorum... Çünkü hep hep mükemmel bir mevsimde manik depresifliğimin en depresifliğini yaşadığım zamanlar, dengesiz, güçsüz...

Tek istediğim şey ise sevdiklerim, arkadaşlarım yanımda olsun... Çünkü onlar olmadan ayakta duramayacağımı düşünüyorum.
Off yine saçmalıyorum. Sevgili bunu okuyacak insanlar... Blogu baştan sonra okusanız ara ara depresif ara ara neşe ile yazılmış şeyler bulabilirsiniz. Tek düze bir blog olmadığımın farkındayım. Keşke hep neşe ile yazabilsem :D Üzgünüm bu durum için...

Fail tiramisu

Geçtiğimiz haftasonu tiramisu denemem oldu.

Cuma günü eve yürüyerek geldim. Şaka değil Maslak-Ayazağa son durak arasını yürüdüm. Evet o yokuşu da çıktım. Toplamda 1,5 saat sürmüş... Gerçi Beykent'e kadar bana eşlik ettiği için önce Ali'ye sonra da arayıp yarım saat gevezelik ettiğim X'e teşekkürlerimi borç bilirim ^^,

Eve varmadan A101'e girip ıvır zıvır almaya kalkıştım. Kedidili görünce dayanamadım ve BEN BUNLA BİŞEY YAPARIM Kİİİİ oldum...

Ertesi gün Bender yapmak için X gelecekti bize. Bu arada X diyorum ya sırf ortama gizem katmak için dlajlkdsj meraklanın falan diye.. Neyse efenim X gelinceye kadar ona bahsettiğim kısırı yaptım, yemedi. Zıkkım ye -_- sanki sonraki gelişine kalacak hıh... Bender  malzemelerini alırken labne falan da aldık. Ama çok zeki olduğum için ben tarifi okuma gereksinimi bile duymadım. Sular da kesikmiş zaten yapacak bişey yoktu yani... Baya bir uğraştık falan bir de salaklığımıza bak KREM PEYNİR kullanmışız... Döktük tabi. Ama iyi güldüm ben bu olaya :D Sonra sular gelene kadar kova kestik. Şarjım olmadığı için foto çekemedim. Arada koluma bir adet BENDER çizilmiş bulunuyordu... Acıkınca mantı yapıp yedik...



BITE MY SHINY METAL ASS!

Arkadaşın yemeklerimle pek arasının olmaması ve her nedense yıllardır yaptığım şeyleri onun yanında yapamamı çözemedim ama elim ayağıma dolaşıyor sanırım... Kurabiyeler yanıyor, keklerin jelibonları yapışıyor bonibonları batıyor... Çözemedim arkadaş ben bu işi. Gelelim fail ötesi tiramisuma...

Son olarak işte yumurta,şeker , un falan karıştırdım... X'e de dedimki al şu labneyi karıştır bi...
Salaklık o ya. Sen git ilk harcı ısıtmayı unut... Salağım işte... Sonra da labneyle falan karıştır... Hata yaptığımı fark ettim bu noktada. Dedim tarife bir bakayım... ZBAM!! diye dank edince kafaya insan pes eder değil mi!!

Yok abi ben pes etmedim..
Gittim karıştırdığım şeyi ısıttım ve kendime özgü bi tarif geliştirdim. ÇOKACAYİP OLDU!!!
Yarım paket kedi dili üzerine de döktüm karışımı...
Berbat oldu tabi. Yapamadım !!! Fail ötesi oldum ama yine pes etmedim. Dolaba attım bakalım nasıl olcak diye.
Anca ertesi gün dökmeyi akıl edebildim.
Neyse bakalım bu akşam da bir denemem olacak.. Umarım olur alaam yareebbim inşaalaa sübaneke dinimiz amin.



Sorun ne aslında biliyor musunuz... Mutluyum. Mutlu hissediyorum dediğim gün göğsümden saplanan o derin tarif edilemez acı... İşte o acı gerçeklikten kopmamamı sağlıyor...  

Yarasa da var yaramasa da...

Dün annemden gelmiş, ohh evime gidip duşumu alacağım miss gibi huzur içinde dizi izleyeceğim düşünürken yine pişmiş tavuğun başına gelmeyen olaylar geldi başıma...

Hayır anlamıyorum beddua mı ettiler, belamı buldum resmen... Üstelik annem ve anneannem bir olup GİTMEEEEĞĞ NOLUUUĞRR KALL BUU GECEE tadında yalvarmalarından sonra GİTCEM DE GİTCEM diyere gittiğim evimde, odama girmem çantalarımı bırakmam ardından çıpır çıpır uçuşan bir varlıkla karşılaştım.

Eheley serçe galiba yavrııım kanadına bişey oldu uçamıyor herhal derken NEÇBİM UÇUYOR LA KAÇAYIM diye odadan çıkıp camı kapatmam bir oldu.
Mutfağa girip la odada bişiy var dedim bizimkilere.
Uçuyor la falan diye anlatırken çok garip oldu ama... Ne acaba UUU YARASA OLMASIN diyince dank etti bende bişiyler. OLM YARASA GİRMİŞ ODAMA! !!1!1 dedim.

Börtü böcek kelebek güve anlarım da YARASA NE LAN...
Neyse girmiş bu hayvan ne yapsak falan derken mal gibi aralık kapıdan deodorant falan sıktık odaya. Tabi terlemiş hayvan onun için...  :(((

Çok korkunçluydu yeminle.
Neyse bi ara gitdik odaya gitti herhal bu diyerek yatağın altında minnak fare gibi bişey. Kabloyla dürttük bu uçmaya biz de koridora kaçışmaya başladık...

KORKUNÇTU LAN !!!

Hala aklıma gelip korkuyorum.

Bir de 2-3 taneymiş sanırım çıkmışlar, son 1 tane kalmıştı o da kendi halinde çıktı...
Yatağı yorganı değiştirdim hemen.. Odayı kolacan ettim bişey yok.
Bir de bende deli cesareti odada yattım.
Millet internette odada yatmayın falan yazmış ben gayet yattım MİSS GİBİ YATAĞĞĞM diyerek..

Neyse demem o ki evinize yarasa girerse camı açın ışığı kapatın gider o.
Işıkta ortamı farklı algılayıp korkuyorlarmış. Yön bulmaları da zayıflıyormuş...


YAZIYI BİTİRMEDEN FOTO EKLEYEYİM DEDİM ARATTIĞIMA BİN PİŞMANIM. İĞRENDİM ÇÜNKÜ. 


Manic Panic Voodoo Blue vs A Dangerous Method

Selam ben uzun zaman sonunda yeni bir şeyler denemiş bir insan oluyorum. Hemen de gelip yazayım dedim.
Bilen bilir bilmeyenlere anlatsın demiyorum özet geçiyorum hemen. Bayram öncesi saçımı maviye boyatmaya yeltendim. Gittim açtırdım falan, kuaför saç yoğunluğundan üşenmiş olacak ki diplere kadar inmeyip tuhaf abidik gubidik bişey yaptı. Yetmedi saçın bir kısmını mavi bir kısmını mor falan boyadı. Tamam boya da bir garipti ama adam da hiç pes etmedi yani. Bende tamam yeter diyip sokağa fırladım. Aksın da boyayayım diyordum. Yavaştan akmaya başladı. Bok sarısına dönmeden hamle yaptım. Şu aşağıdaki yeşilli fındık dalları misali saçlarımı hemen boyamaya karar verdim. 



Aldım malzemeleri; oradaki saç kremi ay dur bu manic panic boyalar saç kremi ile açılıyormuş uçlarını da açık mavi yapayım saçlarımın dememden ötürü duruyor.


Enseleri kutunun 1/3'i ile boyadım sonra da ay bu yetmeyecek galiba hemde açık renk devam ederim diyerek kaba koyduğum 1/3 boyanın neredeyse 3 katı kadar krem ekledim.
Anca açıla açıla şu karıştırma kabındaki renk oluştu.


Saçımı boyadıktan sonra 8saat bekletenler de olduğunu bildiğim için 4-5 saat arası beklemem gerekiyordu. Yemek falan yedim işte, biraz oda topladım.
Bu arada manic panic benim eklediğim kremden ötürü değil kendinden kremli yumşacık bişeymiş. Sürerken hiç zorlanmadım. O kadar kolay tarayarak yedirdim ki saça anlatamam. Üstelik kafamda kurumaya başlasa da hiç rahatsız edici değildi. O pompali boyalara bir daha yaklaşmayı düşünmüyorum şahsen. 

Dönelim filmimize A Dangerous Method olan filmimizi yine ismi katlederek değiştirilen filmler listemize ekliyoruz. Çünkü; abi Tehlikeli İlişki nedir?! Tamam tehlikeli ilişkiler söz konusu filmde ama düz çevirmeyin şu isimleri yahu.
Neyse efendim konumuz Freud falan aslında. Gayet psikolojiye dayalı olan filmimiz The Talking Cure isimli tiyatro oyununun uyarlaması imiş. Freud, onun öğrencisi Jung ve asıl olayları bu hale sokan kahramanımız Sabrina'nın etrafında dönüyor olaylar. Sabrina'yı tedavi etmeye çalışırken bir bakmışız çokacayip şeyler olmuş. Şimdi yazardım buraya da spoiler olmasın.
Bir de benim favori adamım Otto idi. Yine spoiler olacak ama yazıyorum psikiyatrlara kafa tutabilen insanları severim ♥


İzleyip görün derim. Ovv müthiş kesin izlenmeli denilecek bir film değil benim açımdan ama psikolojiye ilginiz varsa bir de benim gibi Keira Knightley seviyorsanız, izlenir bu film.
Heh bir de unutmadan filmin sonlarına doğru şöyle bir sahne vardı ki o manzarayı o berrak suyun altındaki taşları bulun getirin bana! Öyle de aşık oldum yani. 


Film bitti derken ben saçımı yıkamaya gittim. Bu sırada çorabım ve tshirtüm battı gördüğünüz gibi. Rengin çıkacağından pek emin değildim ama çorabım gayet temiz ve giyilebilir durumda şu an. Tshirt zaten boya tshirt idi. O yüzden pek sallamıyorum :D


Bu saçımın ıslak ve boyanmış hali. Lacivert gibi gözüküyor ama aldanmayın çünkü çok alakasız bir renk oldu :D 


Ta da. Ev ışığında böyle bişey. Gün ışığında ise deniz gibiyim. Maviler turkuazlar yeşiller. Gerçi ben çok sevdim kuaförünkinden iyi olduğunu düşünüyorum hatta ^^, Biraz akınca mora falan geçerim sanırım. Bu arada MANIC PANIC diye bağırmak istiyorum çünkü cidden çok memnun kaldım ben. 


 Şimdilik 2 yıkama yaptım ve ne banyo şirinler öldürmüşüm gibi oldu ne ellerim falan :) Akmıyor arkadaş. Aksa da bulaşmıyor. Bakalım kaç yıkamada renk değiştirecek kafam. Sayıyorum. Bir sonraki boyamayı da aktaracağım. Görüşürüz kurabitolar ^^,